Adverbial Clauses I

age-barros-rBPOfVqROzY-unsplash.jpg

Bu yazıyı okumadan önce aşağıdaki yazıları okumanızı tavsiye ediyorum;

  1. İngilizce’de Zamanların İngilizce İsimlerini Öğrenmek Çok Kolay
  2. Past Simple Tense ile Past Continuous Tense Arasında Ne Fark Var?
  3. Past Perfect nedir? Nasıl Kullanılır?

Önce basit cümlelerle başlarız yazı yazmaya. Çünkü, İngilizce seviyemiz ancak basit cümleleri kurmaya yeter. Derdimizi daha basit cümlelerle anlatmaya çalışırken, yeni kalıpları öğrendikçe daha özgürleşiriz. Özgürleşme aşamasında en önemli aşamalardan biri Adverbial Clause’ları öğrenmektir. Bu yazımda İngilizce’de çok önemli yeri olan Abverbial Clauses konusunu anlatacağım.

Keyifli okumalar.

Adverbial Clauses nedir?

Adverbial clauses kısaca zarfların cümlecik şeklinde olan haline denir. Aşağıda farklı türde Adverbial Clauses cümle örnekleri verilmiştir. Örneklere bir bakalım;

  • Before I came here, I had visited my friend.
  • Although I studied hard, I couldn’t pass the exam.
  • I studied hard so that I could pass the exam.
  • You can pass the exam if you study hard.

Yukarıdaki örneklere baktığımızda cümlenin iki kısmı olduğunu görüyoruz. Before you came here, I had visited my friend. cümlesini incelersek;

  • I had visited my friend – Ana cümle
  • Before you came here – Yan cümle – Adverbial Clause
  • Before – İki cümleyi bir arada tutan bağlaç

Yukarıdaki cümlede arkadaşımı ne zaman ziyaret ettiğim sorusuna “before you came here” kısmıyla cümle şeklinde cevap verilmiş. Başka bir deyişle ziyaret etmek eyleminin ne zaman yapıldığı before you came here ile söylenmiş.

Şimdi de şu cümleye bakalım: Although I studied hard, I couldn’t pass the exam.

  • I couldn’t pass the exam – Ana cümle
  • Although I studied hard – Yan cümle – Adverbial Clause
  • Although – İki cümleyi bir arada tutan bağlaç

Bu seferde, yukarıdaki cümlede, iki cümle arasında bir zıtlık var. Hem çok çalıştım, hem de sınavı geçemedim. Bu zıtlık kavramı Adverbial Clause kullanılarak sağlanmış.

Şimdi daha detaylı incelemeye geçeceğiz; Bu yazı iki kısımdan oluşacak; birinci kısımda Adverbial Clauses of Time, bir sonraki yazıda ise diğer Adverbial Clause’lardan bahsedeceğim.

Adverbial Clauses of Time (Zaman Zarf Cümlecikleri)

Adverbial Clause’un bu türü ana cümleyi zaman bakımından tanımlar. Adverbial Clauses of Time cümlecikleriyle ilgili aşağıdaki kurallar son derece önemlidir. Bunları ezberlemeye değil, anlamaya çalışınız.

1. Zaman Uyumu PAST

İngilizce dilbilgisindeki belkide en önemli kurallardan biri bu cümlelerdeki zaman uyumu zorunluluğudur. Eğer cümlenin bir tarafı past ise diğer tarafı da past olmalı, eğer bir tarafı present ise diğer tarafı da present olmalıdır. Burda past’dan kasdedilen Past Simple değildir. Herhangi bir past zaman olabilir.

  • Before you came here, I had visited my parents.

“came” past bir zaman (past simple) olduğu için, “had visited” da past bir zamandır (past perfect). Dolayısıyla zaman uyumu sağlanmıştır.

  • While you were studying lesson, I was watching TV.

“were studying” past bir zaman (past continuous) olduğu için, “was watching”‘de past bir zamandır (past continuous). Dolayıyısıyla her iki tarafta past bir zaman olduğu için past – past kuralına uymaktadır.

Zaman Uyumu PRESENT

Yukarıdakine benzer bir şekilde burada da cümlenin bir tarafı present bir zamansa, diğer tarafı da present olma zorunluluğu vardır. Burada “present”‘dan kasdedilen Present Simple, Present Continuous, Present Perfect, Present Perfect Continuous, Future Simple, Future Continuous, Future Perfect, Future Perfect Continuous’tur. Ancak burada çok önemli başka bir kural daha var. Bağlacın olduğu kısımda, yani Adverbial Clause kısmında içerisinde “will” olan bir zaman kullanamazsınız. Anlamı gelecek bile olsa yine de “will” kullanamazsınız. Şimdi yukarıdaki söylediklerimi örnek cümle üzerinde görelim;

  • When I come here, I call you.

Ben buraya geldiğimde, seni araRım. İlk kısımda “come” (Present Simple) kullanıldığı için, diğer tarafta da “call” (Present Simple) kullanılmış, dolayısıyla present – present kuralına uymuştur.

  • When I come here, I will call you.

Ben buraya geldiğimde, seni arayACAĞım. İlk kısımda “come” (Present Simple) kullanıldığı için, diğer tarafta da “will call” (Future Simple) kullanılmış, dolayısıyla present – present kuralına uymuştur. Burada yukarıda bahsettiğimiz şekilde ikinci bir kural daha uygulanmıştır. “When I come here” kısmı anlam olarak geleceği anlatmasına rağmen, “will” kullanılamadığı için, “future simple – will come” yerine “Present Simple – come” kullanılmıştır.

Burada çok önemli bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum, yukarıdaki iki cümleyi alt alta yazınca ilginç bir şeyi farkedeceksiniz;

  • When I come here, I call you.
  • When I come here, I will call you.

Her iki cümlede “When I come here” kısmı aynı olmasına rağmen, ve her ikisi de görünüş olarak present simple olmasına rağmen, birinci cümle her zaman yapılan bir eylemden bahsederken, ikinci cümle gelecekte yapılacak bir eylemden bahsetmektedir. O halde Adverbial Clause’larda Present’da, Adverbial clause kısmının zaman olarak anlamı, daha doğrusu zaman kavramı, Ana cümleye (I call you – I will call you) göre değişmektedir.

Bazı bağlaçlar özel zaman türü ister

While – as – just as (-iken anlamında) kendisinden hemen sonra continuous bir zaman kullanmayı gerektirir. Diğer kısım, yani ana cümle, vermek istediğimiz anlama göre past – past, present – present kuralının dışına çıkmamak koşuluyla farklı zamanlarda yazılabilir. Ana cümlede seçtiğimiz zamana göre farklı anlamlar ortaya çıkar.

  • While I was studying lesson, you came here.
  • While I was studying lesson, you were coming here.

Birinci Cümle; “Ben ders çalışırken, sen geldin.” Benim ders çalışmam sırasında, diyelimki yarım saattir çalışmaktaydım, sen geldin. Yani benim çalışmama yarım saat dersek senin gelmen bir dakikalık süren KISA bir eylemdir.

İkinci Cümle; “Ben ders çalışırken, sen gelmekteydin.” Benim ders çalıştığım süre boyunca, senin gelmen sürdü. Yani benim ders çalışmam yarım saat sürdüyse, senin gelmende yarım saat sürdü demek.

Adverbial Clauses of Time’larda Past Perfect Kullanımı

Past Perfect’in İngilizce’de tek bir kullanımı vardır. Geçmişte gerçekleşen iki olaydan ilk olanı veya başka bir deyişle daha eski olanı anlatmak için kullanılır.

  • After I had come here, you came.
  • Before you came, I had come here.

Burada iki tane olay var. Birisi benim gelmem, diğeri senin gelmen. Bu iki olaydan daha eski olan benim gelmem olduğu için o kısım past perfect ile söylenmiştir.

Şimdi burada çok önemli bir uyarı yapmak istiyorum. Genelde öğretmenler öğrencilerin aklında past perfect daha iyi kalsın diye, before ve after ile past perfect kullanılır diye bir kuralı öğrencilere EZBERLETİYORLAR. Oysa şu iki cümleye bakarsak;

  • After I came, you came.
  • After I had come, you came.

Yukarıdaki her iki cümlede İngilizce dilbilgisi kurallarına göre doğrudur. Aradaki tek fark, ikinci cümlede (After I had come), benim gelmemin daha eski olduğuna VURGU yapılmıştır, o kadar. Bunun bizi ilgilendiren kısmı;

  • After I —, you came.
    a) came
    b) had come

Yukarıdaki gibi bir soru size sorulamaz. Çünkü, past perfect bu cümlede VURGU amaçlı kullanılır ve bu cümleyi soran kimsenin VURGU yapıp yapmadığını BİLEMEYİZ. Karşımızdaki kişinin niyetini okuyamayız. Bunun güzel tarafı pek çok yerde gördüğünüz “After past perfect past simple” tarzı ezberlenen listelerin hiç bir geçerliliğinin olmadığıdır. Biz mantık olarak after, before gibi bağlaçlarla bir sıralama belirtildiği için önce past perfect olan şıklara bakarız ama past simple’a yazılmış daha iyi bir seçenek varsa onu seçeriz.

Adverbial Clauses of Time’larda Present’da Present Continuous ve Present Perfect Kullanımı

Yukarıdaki vurgu mantığına benzer şekilde Adverbial Clause olan kısımda devam etmeye vurgu yapmak için “present continuous” ve eylemin bitmesine vurgu yapmak için de”present perfect” kullanılabilir.

  • When I am coming here, I will call you.
  • When I have come here, I will call you.

Birinci cümle; “Gelirken seni arayacağım.” Gelecekteki gelme eylemi sırasında (gelme eylemi devam ederken) arayacağım belirtilmiş.

İkinci cümle; “Geldiğimde seni arayacağım.” Gelecekteki gelme eylemi bittikten sonra arayacağım belirtilmiş. Yani aramamdan önce gelme eyleminin biteceğine VURGU yapılmış.

Daha netleştireyim;

  • When I come here, I will call you.
  • When I have come here, I will call you.

Her iki cümlenin çevirisi aynıdır; “Gelince, arayacağım.” İkincisinde gelme eylemim BİTTİKTEN sonra arayacağıma sadece VURGU yapılmış.

Adverbial Clauses of Time Cümle Örnekleri ve Anlamları

  • When you came, I was listening to music. (-diği zaman; Geldiğinde müzik dinlemekteydim.)
  • While / As / Just as you were coming, I was listening to music. (-iken; Sen gelirken, müzik dinliyordum.)
  • After you had come, I listened to music. (Sonra; Sen geldikten sonra, müizk dinledim.)
  • Before I listened to music, you had come. (Önce; Ben müzik dinlemeden önce, sen geldin.)
  • I will listen to music till/until you come. (-e kadar; Sen gelene kadar, müzik dinleyeceğim.)
  • As soon as you come, I will listen to music. (-olur olmaz /hemen sonra; Sen gelir gelmez, Müzik dinleyeceğim.)
  • By the time I listened to music, you had come. (-diğinde / önce; Ben müzik dinlemeden önce, sen geldin.)
  • Once you come, I will listen to music. (-diğinde; Sen geldiğinde, ben müzik dinleyeceğim.)

Sonuç

Yukarıda ana cümlenin eylemini (yüklemini) zaman bakımından anlatan cümle türü olan Adverbial Clauses of Time’dan bahsettim. Kısaca bu zamanda past – past, ve present – present kuralı çok önemli. Ayrıca Adverbial Clause kısmındaki zaman kavramı genellikle ana cümlenin yükleminde kullanılan zamandan etkileniyor. Bir sonraki yazımda diğer diye adlandırdığım, ana cümleyi amaç, zıtlık, durum, koşul … vb* gibi tanımlayan diğer Adverbial Clause cümlelerinden bahsedeceğim. Şimdilik bu kadar.

Saygılar Selamlar