Adverbial Clauses II

maxime-horlaville-X4Beud2UQCQ-unsplash.jpg

Bir önceki yazımda genel olarak Adverbial Clause nedir sorusuna cevap vermiş, ayrıca Adverbial Clause türlerinden biri olan Adverbial Clauses of Time türüne açıklamalar yapmıştım. Eğer o yazıyı okumamışsanız, buradan okuyabilirsiniz; Adverbial Clause I. Bu yazıda ise benim diğer diye adlandırdığım Adverb Clauses Showing Opposition, Adverb Clauses of Showing Condition, Adverb Clauses of Cause and Effect, Adverbial Clauses of Purpose türlerini göreceğiz. İsimlerini görünce korkmayın :), zor değil.

Keyifli UZUN Okumalar

Zarf Bağlacı ve Edat farkı

Konuya geçmeden önce bu iki kavramı iyice anlamamız gerekiyor. Aşağıya iki örnek yazıyorum, üzerine DÜŞÜNELİM.

  • In spite of rain, we went to picnic.
  • In spite of the fact that it was raining, we went to picnic.

Her iki cümle aynı şeyi anlatıyor. Her ikisinde de yağmurlu olmasına rağmen, pikniğe gittiğimizi anlatıyoruz.

“rain” yağmur demektir ve bir isimdir. In spite of -e rağmen anlamına gelen bir edattır. Ve edatlar isimler ile kullanılır.

Bir alt cümledeki “it was raining” kısmı bir cümleciktir, In spite of the fact that -rağmen anlamına gelir ve bir cümlecikle birlikte kullanıldığı için zarf bağlacıdır. Zarf bağlaçları cümlecikler ile kullanılır.

Şimdi çok önemli bir bilgi vereceğim. Aşağıdaki cümleye bakalım;

  • Watching film is enjoyable.

Bu cümlenin yüklemi “is”, o halde İngilizce cümlelerde Özne yüklemden önce geldiğine göre, “watching film” bir isimdir. Ama yukarıdaki “rain” gibi isim soylu, yani isimden türememiş, fiilden türemiştir. Çünkü kelimenin kökünde “watch” izlemek fiili vardır. Buradan çıkan sonuç fiillerde gerekli değişikliğe uğrayarak isme dönüşebilirler. O halde edatlar isimlerle kullanıldığına göre edat verbing de kullanabiliriz.

  • In spite of studying hard, I couldn’t pass the exam.

“Studying hard” isim olarak kullanılmış. Bu tür isimleri, cümleciklerden ayırmanın en kolay yolu, bu yapıların zaman çekimine uğramamasıdır.

  • In spite of studying hard, I couldn’t pass the exam.
  • In spite of the fact that I had studied hard, I couldn’t pass the exam.

İkinci cümlede “study” fiili “had studied” olarak Past Perfect tense uygun olarak çekilmiştir. Bu nedenle bu yapı cümleciktir.

Şimdi iki cümleyi birleştireceğiz;

  • I had studied hard. But, I couldn’t pass the exam.
  • In spite of studying hard, I couldn’t pass the exam.

Her iki cümlede aynı anlama gelir. Şimdi iki cümleyi biraz değiştirmek istiyorum.

  • We had studied hard. But, I couldn’t pass the exam.
  • In spite of our studying hard, I couldn’t pass the exam.

Bir önceki örnekte olmayan bir our çıktı ortaya. Bir önceki örnekte her iki cümlenin öznesi aynıydı, bu nedenle ek kelimeye gerek kalmadan “studying hard” dedik. Son verdiğimiz örnekte ise bir cümlenin öznesi “we” iken diğer cümlenin öznesi “I” dolayısıyla eğer cümleye bir kelime eklemezsek, çok çalışanın ben olduğu sanılacak. Oysaki çok çalışan biziz. Özneler farklıysa cümleye şu kelimelerden uygun olanı eklememiz gerekir; my, your, his, her, its, our, their.

En başa dönüyoruz;

  • In spite of rain, we went to picnic.
  • In spite of the fact that it was raining, we went to picnic.
  • In spite of its raining, we went to picnic.

Gördüğünüz gibi son cümle yeni eklendi. Hala hepsi aynı anlama geliyor. Üçüncü cümlede bir edatla kullanılmış, çünkü isim. Cümledeki its yağanın, biz değil, yağmur olduğunu gösteriyor.

Zaman Uyumu

Bu tür cümlelerde Adverbial Clauses of Time gibi past – past, present – present gibi katı zaman uyumu yoktur. Cümlenin bir tarafı anlam olarak uyuyorsa past veya present olabilir.

Bu yazıdaki zarf bağlaçlarını başlıklar halinde öğrenin

Öğrencilerin yaptıkları en temel hatalardan biri, zarf bağlaçlarının yalnızca Türkçe karşılıklarını öğrenmektir. Şimdi aşağıda örnek bir soru yazıp, bunun ne kadar zararlı olduğunu göstereceğim;

  • ___ I had studied hard, I passed the exam.
    • a) As (-için)
    • b) So that (-için)
    • c) In spite of (-e karşın)
    • d) Although (-e karşın)
    • e) In order that (-için)

Gördüğünüz üzere 3 tane için var. Zarf bağlaçlarının sadece Türkçe karşılıklarını öğrenen bir kimsenin İngilizcesi ve EZBERİ burada bitti.

Örnek Çözüm; Ders çalışmamla, sınavı geçmem arasında doğru orantılı bir ilişki vardır, bu nedenle olumlu ve olumsuzu cümleleri birleştiren zıtlık bağlaçlarını atıyoruz; yani “although” ve “in spite of” gitti. Diğer yandan “so that” ve “in order that” amaç anlatan bağlaçlardır. Sınıfı geçmenin amacı çok çalışmak olamayacağına göre bu iki bağlaçta gitti. Geriye sebep anlatan bağlaç olan “as” kaldı.

Şimdi diğer Adverb Clause’lara girişte belirtilen sıraya göre geçiyoruz. Ancak şunu unutmayın, bir kelimenin yanında clause yazıyorsa cümlecikle, yanında preposition yazıyorsa edat ile kullanılıyor demektir. O edatın veya bağlacın ayrıca bir özelliği varsa, ek açıklama yapacağım.

Haydi başlayalım.

Adverb Clauses Showing Opposition

Bu gruptaki kelilerde ana cümle ve diğer kısım arasında bir zıtlık vardır. Bunu soru çözerken ” +”, “-” olarak düşünürüz. Örnek;

  • Although I am rich, I don’t have a car.Zengin olmama (+ ) dersek, arama sahibi olmamama (-) deriz. Bu nedenle bu cümlede bağlaç olan yere zıtlık bağlaçlarından uygun olanlardan birisi getirilmiştir.

Even though, though, although

Her üçüde -e rağmen anlamına gelir ve clause ile kullanılır.

  • Although I had studied hard, I couldn’t pass the exam.

  • Even though he was lazy, he passed the exam.

Despite the fact that, In spite of the fact that, Despite, In spite of

Yukarıdakilerin hepside -e karşın anlamına gelir. Sonu “the fact that” ile bitenler clause ile, son ikisi edat olarak kullanılır.

  • Despite the fact that I had studied hard, I couldn’t pass the exam.

  • In spite of studying hard, I couldn’t pass the exam.

Whereas, while

Bu bağlaçlarda zıtlık anlatmak için kullanılır, ama bu zıtlık daha çok karşılaştırma amacıyla yapılır. -iken anlamına gelirler ve clause ile kullanılırlar.

  • Ahmet is rich, while I am poor.

Adverb Clauses of Showing Condition

Bu gruptaki bağlaçlar ana cümledeki eylemi koşula bağlamak için kullanılır. Buna en güzel örnek daha önce incelediğimiz “if” kalıbıdır.

If

Eğer anlamına gelir ve clause ile kullanılır. If ingilizcede çok kullanılan ve özel bir bağlaçtır. Burada sadece bir örnek verilmiştir. Ayrıtılı anlatım için şu yazıyı okuyunuz; Conditional Clauses

  • If you need me, please say.

  • If I were you, I would go to Paris.

Even if

Even if -se bile anlamına gelir ve clause ile kullanılır.

  • I will help you even if you don’t want.
  • I will call you if I need you. (Sana ihtiyacım olursa seni arayacağım.)
  • I will call you even if I don’t need you. (Sana ihtiyacım olmasa bile seni arayacağım.)

Whether or not

Bu bağlaç olup olmadığını anlamına gelir. Clause ile kullanılır. Her koşulda eylemin yapılacağını anlatır.

  • Whether they want or not, they have to come.
  • Whether I have money or not, I will buy this. (Param olsada olmasa da bunu alacağım.)
  • If I have money, I will buy this. (Eğer param olursa bunu alacağım ( yoksa almayacağım ))

Unless

Bu bağlaç -mezse anlamına gelir ve If not anlamında kullanılır. Mutlaka clause ile kullanmak gerekir.

  • Unless you need me, don’t call me.
  • If you need help, I’m at home. (Eğer ihtiyacın olursa, evdeyim.)
  • Unless you need help, I’m at home. (Eğer ihtiyacın olMAZsa evdeyim.)

In case (that), in the event (that)

Bu bağlaçlar koşulunda anlamına gelir ve clause ile kullanılır. If’den en temel farkı, bu eylemin yapılacağına gerek olmadığı inancıdır.

  • In the case you need me, I’ll be at the library.
  • If you need me, call. (Eğer bana ihtiyacın olursa ara (bana ihtiyacın olacağını düşünüyorum.))
  • In the case you need me, call. (Eğer olurda bana ihtiyacın olursa, ara (Ben bana ihtiyacın olacağına sanmıyorum, ama olur da, yine de bana ihtiyacın olursa ara).)

Adverb Clauses of Cause and Effect

Bu gruptaki bağlaçlarda sebep sonuç ilişkisi vardır. Adverbial clause cümlesi, ana cümlenin yapılma sebebidir.

Because, because of

Her iki kelime de çünkü anlamına gelir ama Because clause ile because of edat olarak kullanılır.

  • We don’t go to picnic because it was rainy.
  • We don’t go to picnic because of rain.

Since

Because ile aynı anlama gelir ve clause ile kullanılır. Genellikle resmi ingilizcede kullanılır. Burada daha önemli bir nokta var. İngilizce’de 3 tane farklı since vardır. Aşağıya, her birine bir örnek yazıp aralarındaki farkları açıklayacağım.

  • I haven’t been here since 2013. (Cümlenin sonuna doğru kullanılır ve kendisinden hemen sonra başka bir kelime gelir. -den beri anlamında kullanılır. Present Perfect Tense’de sıklıkla kullanılır.)

  • I haven’t been here since I saw you. (Buradaki “since” zaman bağlacıdır. Since’den hemen sonra gelen cümle “Past Simple” ile, diğer cümle Present Perfect Tense ile yazılmak zorundadır. -den beri anlamına gelir.

  • I want to answer your question since you have asked. (Bu “since” “için” anlamına gelen ve sebep sonuç ilişkisi içerisinde kullanılan bağlaçtır. Bir üstteki örnekteki “since” gibi zaman uyumu zorunluluğu yoktur. Anlamı kurtardığı sürece her zamanla kullanılabilir.)

As long as

Bu bağlaç olduğu sürece, şartıyla şartıyla anlamına gelir ve clause ile kullanılır. “Because” anlamında kullanılır ve daha çok resmi İngilizce’de tercih edilir.

  • As long as you know the truth, you can say it now.

As

Bu bağlaç için anlamına gelir ve clause ile kullanılır. “Because, anlamındadır ve resmi İngilizce’de sıklıkla kullanılır.

  • As I had studied hard, I passed the exam.

İngilizce’de birden fazla “as” vardır. Aşağıda birer örnek cümle ve açıklamaları bulacaksınız;

  • I work as a teacher. (=olarak; Bir öğretmen olarak çalışıyorum.)
  • Ahmet is as tall as me. (=-e kadar, sıfatlarda eşitlik anlatmak için kullanılır; Ahmet benim kadar uzun.)
  • As I was studying lesson, my father called me. (=-iken, zaman bağlacı, continuous zaman ile kullanılır; Ders çalışıyorken, babam beni aradı.)
  • As you have helped me, I will do the same. (=-için, “because” ile aynı anlamda; Bana yardım ettiğin için, ben de aynını yapacağım.)

Inasmuch as

Bu bağlaç, mademki, çünkü anlamındadır ve clause ile kullanılır. “Because” ile aynı anlama gelir ve çok resmi İngilizce’de kullanılır.

  • Inasmuch as you have asked politely, I will answer your question.

Due to the fact that, due to

Her iki kelime de gerçeği yüzünden anlamına gelir. “Due to the fact that” clause ile, “due to” edat olarak kullanılır. Çok resmi İngilizce’de tercih edilir.

  • Due to the fact that I was tired, I didn’t attend the meeting.

  • Due to being tired, I didn’t attend the meeting.

Adverbial Clauses of Purpose

Bu gruptaki bağlaçlarda amaç ilişkisi vardır. Adverbial clause cümlesi, ana cümlenin yapılma amacıdır.

So that

Bu bağlaç -sın diye, -mek için anlamlarına gelir ve clause ile kullanılır. Cümlenin ortasında kullanılır. Bu bağlacın en büyük özelliği özel zaman uyumu gerektirir. Bu bağlaçtan sonra, eğer ana cümle present ise, “can/will/may” kullanılır, eğer ana cümle past ise “could/would/might” kullanılır.

  • I asked him so that he would help me. (O bana yardım eder diye, (yardım istemek amacıyla), ona sordum. – “asked” ifadesi past olduğu için diğer tarafta “would” kullanılmış, verilmek istenen anlama göre “could” ve “might”‘da kullanılabilirdi.

  • I ask him so that he will help me. (O bana yardım eder diye, (yardım istemek amacıyla), ona soracağım – “ask” present olduğu için diğer tarafta “will” kullanılmış, verilmek istenen anlama göre “can” ve “might”‘da kullanılabilirdi.

In order that, In order to

Bu bağlaçlar -sın diye, -mek için anlamlarına gelir. “that” ile biten clause ile “to” ile biten fiil ile kullanılır.

  • I asked him in order that I can get the answer.
  • I asked him in order to get the answer.

In case of

Bu edat durumunda anlamına gelir.

-In case of fire, ring the alarm bell.

Lest

Bu bağlaç endişesiyle, korkusuyla, -ır diye anlamına gelir.
***should ihtimal belirtir

  • Lest they would need me, I will be there on time there.

For fear (that), for fear of

Her iki kelimede endişesiyle, korkusuyla anlamına gelir, “that”‘li olan clause ile, “of”‘lu olan edattır.

  • I went to bed early for fear that I might be late.

  • I went to bed early for fear of being late.

Örnek soru çözümleri;

  • ___ I had studied hard, I couldn’t pass the exam.
    • a) So that
    • b) In spite of
    • c) Due to
    • d) Although
    • e) As

Çok çalışmış (+ ), sınavı geçememiş (-), zıtlık olduğu için, zıtlık anlatan şıklar B ve D. “I had studied hard” clause olduğu için doğru seçenek D.

  • ___ I had studied hard, I passed the exam.
    • a) So that
    • b) In spite of
    • c) Due to
    • d) Although
    • e) As

Çok çalışmış ( +), sınavı geçmiş ( +), adverbial clause sebep cümlesi olarak kullanıldığı için E.

  • I had studied hard ___ I could pass the exam.
    • a) So that
    • b) In spite of
    • c) Due to
    • d) Although
    • e) As

Çok çalışmış ( +), sınavı geçmiş ( +), adverbial clause ana cümlenin amacı olduğu için A ve C. I could pass the exam clause olduğu için A.

Sonuç

Adverbial Clause konusunu böylece tamamlamış olduk. Bu konu çok zor olmayan ama uzun olan bir konudur. Mümkün olduğunca sade ve kısa olmasına çalıştım ama ancak bu kadar kısaltabildim. Bu konuya çalışma yöntemi olarak bu yazıyı bir iki kere okumanızı, sonra bağlaçların ve edatların hangi başlık altında bakarak anlamanızı tavsiye ediyorum.

Saygılar Selamlar